Kronik artrit ağrınız olduğunda çare ararsınız. Alevlenmelerden kurtulmak için önerilen her şeyi yapmaya hazır olursunuz.
Bu anlaşılabilir ama maalesef özellikle konu diyet ise kötü önerilerden kaçmak olanaksızlaşıyor. Destekleyici hiçbir kanıt olmamasına karşın ağızdan ağza dolaşan efsaneler çok bol ve sürekliler.
Osteoartrit ve romatoid artritle ilgili efsanelerden bazılarına bir bakalım. Burada eklemeliyiz ki gut bunlardan biraz farklı.
Efsane 1: Patlıcangiller düşmandır
Domates, patates, patlıcan, biber ve benzerleri artrit üzerinde kötü etkiye sahipler. Ama artriti olan çoğu kişi için bu söz konusu değil.
Patlıcangillerin artrit alevlenmelerini arttırdığını gösteren hiçbir destekleyici kanıt yok. Ama yine de bu besinlerden herhangi biri sizde sorun yaratıyorsa ondan uzak durmaya devam etmelisiniz. Gıda alerjileriyle romatoid artrit arasında bir bağlantı olduğunu gösteren bazı kanıtlar var ve belirli gıdalar kişileri farklı şekillerde etkileyebilir.
Bununla beraber eğer duyduğunuz bir şeyden korktuğunuz için bu sebze ve meyvelerden uzak duruyorsanız onları tabağınıza geri alın.
Efsane 2: Diyetinizden süt ürünlerini çıkarın.
Eğer laktoz duyarlılığınız ya da belli bir süt ürününe alerjiniz varsa onları almayı kısıtlamanız mantıklı olabilir. Yoksa süt ürünleri artritinizi daha kötüleştirmez. Yapılan çalışmalarda diyetinizden süt ürünlerini çıkarmanın artrite yakalanma riskinizi düşürdüğü veya sizde zaten varsa semptomları azalttığı fikrini destekleyici bulguya rastlanmamıştır.
Aslında eğer diyetinizden süt ürünlerini çıkarırsanız sadece kalsiyum değil aynı zamanda D vitamini alımını azaltmış olursunuz. Bu önemlidir. D vitamini vücudunuzun kemik sağlığı için kalsiyum emilimine yardımcı olur, osteoporoz riskini düşürür ve aynı zamanda iltihaplanmayı önleyici kritik bir rol oynar.
Efsane 3: Alkolle ıslatılmış kuru üzüm semptomları azaltır
Aslında ağrınız azalabilir- ama bu sadece alkolün marifeti. Pek çok kişi kuru üzümdeki sülfürün eklem ağrılarını azalttığına inanır. Yiyebileceğiniz miktar o kadar az ki eklemlerinize hiçbir faydası olmaz ve bu eski zaman masalının da kanıtı yok.
Efsane 4: Düşük asitli yiyecekler alevlenmeleri önlemede size yardımcı olur
Düşünce şöyle: Asiti yüksek narenciye, domates gibi besinlerden kaçınırsınız ve ağrıyı, alevlenmeleri azaltırsınız.
Bu düşüncedeki büyük problem şöyle: Vücudunuza aldığınız her yiyecek veya içecek mideye iner inmez dengelenir. Sindirim sisteminiz yediklerinizi çok asitli ve çok bazal da olsa ayarlar. Mideniz temel olarak artrit nedeniyle yediğiniz düşük asitlilerden beklediğiniz yararı nötr hale getirir.
Bunların başında C vitamininin antiinflamatuar etkisi vardır ve narenciyeler bunları almak için en uygun yerdir.
Efsane 5: Jelatin yemek eklemleri güçlendirir
Bu efsane şu titrek ve şekerli tatlıda bulunan hayvansal bir ürün olan jöledeki jelatin maddesinin eklemlerin çevresindeki yıpranmış kıkırdağın onarılmasına yardım ettiğini varsayıyor.
Ancak jelatinli maddeler üzerinde yapılan çalışmalar tartışmalı ve son derece kısıtlıdır. Jelatin içeren yiyeceklerin kolajen içerenlerin yararına benzer şekilde tabağınızdan eklemlerinize gitme olasılığı son derece düşüktür.
Tüm bu efsanelerin özeti çok basit: Bazı besinlere karşı bilinen bir alerjiniz veya kesin bir nedeniniz varsa o zaman onlardan kaçının. Aksi halde efsanelerin sizi yemekten alıkoymasına izin vermeyin.
