Mamografi ile Erken Tanı Hayat Kurtarır

Meme Kanseri Erken Tanısı

Meme kanseri erken tanısında çok önemli bir yeri olan mamografi, memede oluşabilecek olan kitlelerin henüz elle hissedilmeden dahi görüntülenmesini ve tespitini sağlayan ileri düzey bir görüntüleme tekniğidir. Yağ, bağ dokusu, salgı bezleri ve lob adı verilen bölümlerden oluşan meme dokusu, yaşam boyu değişkenlikler gösterir. Meme yapısını; yaş, hamilelik, adet dönemleri, emziklik dönemi gibi pek çok süreç etkilemekte ve meme dokusunda bu süreçlerde bazı farklılıklar gözlemlenmektedir.

Elle kontrol, bir kadının ihmal etmemesi gereken bir yöntemdir; meme dokusunu iyi tanıyan ve olabilecek olan değişiklikleri iyi gözlemleyen bir kadın, normalde var olmayan kitlelerin daha kolay farkına varacaktır. Düzenli olarak yapılması önerilen elle kontrol tekniği, tek başına yeterli değildir; 40 yaşından önce ultrason, 40 yaşından sonra ise senede bir çekilecek olan mamografi ile ele gelmeyen ancak oluşum gösteren kitlelerin de saptanması çok daha kolay ve erken olacaktır.

50 yaş ve üzeri kadınlar, ailesinde, birinci derece akrabalarında (anne, teyze gibi) meme kanseri öyküsü olanlar, hiç doğum yapmamış olanlar veya ilk çocuklarını 30 yaşından sonra dünyaya getiren kadınlar risk grubundadır. Aynı zamanda dengesiz beslenme ve hareketsiz bir yaşam sonucu ortaya çıkan obezite, birçok kronik hastalık ve kanser türüne zemin hazırladığı gibi meme kanseri için de ciddi bir risk faktörüdür.

Meme kanserinde her ne kadar genetik faktörler ön planda olsa da, her kadın için böyle bir risk olduğu unutulmamalı; erken tanı ve başarılı tedavi süreçleri için mutlaka düzenli olarak tetkikler yaptırılmalıdır.